O kalemin ucunda diş izleri var.
- There are teeth marks on the end of that pencil.
Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
- The pregnancy left her with stretch marks.
Soru işaretlerini emin olduğunuz yere koyun.
- Put question marks where you're sure.
Tırnak işaretlerinin nasıl kullanılacağını bilmiyorum.
- I don't know how to use quotation marks.
İzleri hala bulunabilir.
- Their traces can still be found.
Kurbanın akciğerlerinde sabun izleri bulundu. Sanırım onlar onu banyoda boğdular.
- Traces of soap were found in the victim's lungs. I suppose they drowned her in the bath.
Tozlu ve kayalıklı yollarda yürümeyi severim.
- I like walking on dusty and rocky trails.
In South America, there are many traces of Indian culture.
- In Südamerika finden sich viele Spuren indianischer Kultur.
We saw the traces of a bear in the snow.
- Wir sahen die Spuren eines Bären im Schnee.