O kalemin ucunda diş izleri var.
- There are teeth marks on the end of that pencil.
Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
- The pregnancy left her with stretch marks.
Tırnak işaretlerinin nasıl kullanılacağını bilmiyorum.
- I don't know how to use quotation marks.
Soru işaretlerini emin olduğunuz yere koyun.
- Put question marks where you're sure.
Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.
- There were traces of blood inside Dan's car.
NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti.
- NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.
Tozlu ve kayalıklı yollarda yürümeyi severim.
- I like walking on dusty and rocky trails.
He has traces of lipstick on his cheeks.
- Er hat Spuren von Lippenstift auf seinen Wangen.
In South America, there are many traces of Indian culture.
- In Südamerika finden sich viele Spuren indianischer Kultur.