Sonunu berbat etmek istemiyorum.
- I don't want to spoil the ending!
Sonu berbat etmek, insanlığa karşı iğrenç bir suçtur.
- Spoiling an ending is a heinous crime against humanity.
Çocuklara yüz verip şımartmaktan vazgeçmeni istiyorum.
- I want you to stop spoiling the kids.
Hayatımdaki en iyi anı bozmak mı istiyorsun?
- Do you want to spoil the best moment in my life?
Sürprizi bozmak istemiyorum.
- I wouldn't want to spoil the surprise.
Çocuklara yüz verip şımartmaktan vazgeçmeni istiyorum.
- I want you to stop spoiling the kids.
Süt çabuk bozulur mu?
- Does milk spoil quickly?
Buzdolabını açtığımda, etin bozulduğunu gördüm.
- When I opened the refrigerator, I noticed the meat had spoiled.
Çocuklara yüz verip şımartmaktan vazgeçmeni istiyorum.
- I want you to stop spoiling the kids.
Çocuk çok fazla ilgi ile şımarır.
- A child is spoiled by too much attention.
Roger, that rich Bishop of Salisbury, spoiled of his goods by King Stephen, through grief ran mad, spoke and did he knew not what.