Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
- I have to buy a car this weekend.
Geçen haftasonu Boston'da çok eğlendim.
- I had a lot of fun in Boston last weekend.
Tom bu haftasonu bir doğum günü partisi veriyor.
- Tom is having a birthday bash this weekend.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Hafta sonları asla çalışmam.
- I never work on weekends.