speedy, quick, ready, immediate

listen to the pronunciation of speedy, quick, ready, immediate
Английский Язык - Турецкий язык

Определение speedy, quick, ready, immediate в Английский Язык Турецкий язык словарь

soon
birazdan

Sakıncası yoksa birazdan buraya gelin. - Please come here soon if you don't mind.

Tom birazdan evde olmalı. - Tom should be home soon.

soon
neredeyse
soon
pek yakında
soon
hemen

O, kazadan hemen sonra öldü. - He died soon after the accident.

O saat beşten hemen sonra geri döndü. - She came back soon after five o'clock.

soon
erken

Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz. - The sooner we start, the sooner we'll finish.

Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi. - The sooner you do it, the better it is.

soon
(zarf) çok geçmeden, yakında, pek yakında, birazdan, biraz sonra, çabuk, erken, erkenden, hemen, neredeyse, seve seve
soon
sooner or later er geç
soon
ha bugün ha yarın
soon
er
soon
kolaylıkla
soon
çoka varmaz
soon
I would as soon go asBana göre gitmekle gitmemek birdir
soon
az sonra

Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu. - The beautiful color of the sky soon faded away.

Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı. - Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.

soon
yakın zamanda

Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil. - It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.

İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum. - I don't think things will change anytime soon.

soon
yakında

Babam yakında kırk yaşında olacak. - My father will be forty soon.

O yakında hastaneden ayrılacak. - She will leave the hospital soon.

soon
tercihan
soon
kısa bir süre içinde
soon
z. biraz sonra, birazdan, çok geçmeden, az zaman içinde
Английский Язык - Английский Язык
{a} soon