Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.
- We have to get Tom to a specialist.
Bir uzman doktorla konuşmalısın.
- You should talk to a specialist.
Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.
- Polish specialists work in Africa.
... she shouldn't have to then, if she goes to another specialist, ...
... the specialist. ...