Ben bir uzman değilim.
- I'm not a specialist.
Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
- Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- He decided to specialize in physics at college.
Bir uzman doktorla konuşmalısın.
- You should talk to a specialist.
Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.
- We have to get Tom to a specialist.