Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
O psikiyatrist yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış.
- That psychiatrist specialized in eating disorders.
O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- He decided to specialize in physics at college.
Bir uzman doktorla konuşmalısın.
- You should talk to a specialist.
Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.
- We have to get Tom to a specialist.