O benimle konuşmuyor.
- She doesn't speak to me.
Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
- How dare you speak to me like that?
Yanaklarından süzülen yaşlarla ona seslendi.
- She called out to him, with tears running down her cheeks.
Gözyaşları Alice'in yanaklarından aşağı aktı.
- Tears ran down Alice's cheeks.
His music really speaks to me.