Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
- Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
Halat baskı altında kırıldı.
- The rope broke under the strain.
Tom son zamanlarda büyük bir baskı altında.
- Tom has been under a great deal of strain lately.
Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.
- Mary uses a paper filter to strain coffee.
The suspense is killing me!
- Die Spannung bringt mich noch um!
Suspense is the very stuff of narrative.
- Spannung ist das, was eine Erzählung ausmacht.