Tom definitely needs to be a bit more sociable.
- Tom kesinlikle biraz daha sosyal olmalı.
The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.
- Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Germans value a strong social welfare state.
- Almanlar güçlü bir sosyal refah devletine değer verirler.
She attended the lecture on social welfare.
- Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
The natural sciences are harder than the social sciences.
- Doğa bilimleri sosyal bilimlerden daha zordur.
That university's curriculum covers natural science and social science.
- O üniversitenin müfredatı, doğa bilimleri ve sosyal bilimleri kapsar.