The man charged me with being irresponsible.
- Adam beni sorumsuz olmakla suçladı.
Tom is quite irresponsible.
- Tom oldukça sorumsuz.
Your movements were unaccountable.
- Hareketlerin sorumsuzdu.
She discombobulated me with her feckless laughter.
- O, sorumsuz kahkahasıyle beni altüst etti.
Taro has a strong sense of responsibility.
- Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.
The group claimed responsibility for the bombings.
- Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.