His curiosity prompted him to ask questions.
- Onun merakı onu sorular sormaya teşvik etti.
I appreciate your answering my enquiry so promptly.
- Soruma çok çabuk cevap verdiğin için minnet duyuyorum.
I asked him what his name was.
- Ona adının ne olduğunu sordum.
A policeman asked the girls if the car was theirs.
- Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.
Tom looked at Mary inquiringly.
- Tom Mary'ye sorgulayarak baktı.
The police were inquiring into the suspect's past.
- Polis şüphelinin geçmişini soruşturuyordu.
He's always asking silly questions.
- O her zaman aptal sorular soruyor.
As soon as I entered the class, the students started asking questions.
- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
Don't hesitate to ask for advice.
- Tavsiye sormaktan çekinme.
Ask her when she comes back.
- O geri döndüğünde ona sor.