sorrow, heaviness, dejection

listen to the pronunciation of sorrow, heaviness, dejection
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sorrow, heaviness, dejection в Английский Язык Турецкий язык словарь

sadness
{i} hüzün

Gözlerin hüzün doluydu. - Your eyes were full of sadness.

Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor. - Her face reflects disgust and sadness, rather than anger.

sadness
{i} üzüntü

Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı. - He hid his sadness behind a smile.

Üzüntüsünü yenmesi için ona yardım etti. - She helped him overcome his sadness.

sadness
üzgünlük
sadness
keder

Mutluluk ve keder sadece bir süre boyunca devam eder. - Happiness and sadness only last for a time.

Gözleri keder doluydu. - Their eyes were full of sadness.

sadness
teessüf
sadness
neşesizlik
sadness
gam
sorrow, dejection
üzünç
Английский Язык - Английский Язык
{n} sadness
sorrow, heaviness, dejection
Избранное