sorgucu

listen to the pronunciation of sorgucu
Турецкий язык - Английский Язык
(Kanun) cross examiner
(Kanun) cross questioner
(Askeri) interrogator
questioner
sorgu
interrogation

Tom spent all morning in the interrogation room. - Tom bütün sabahı sorgulama odasında geçirdi.

Dan was allowed into the interrogation room. - Dan'in sorgu odasına girmesine izin verildi.

sorgu
{i} inquiry
sorgu
{i} query
sorgu
enquiry
sorgu
inquiry , query
sorgu
grilling
sorgu
(Askeri) cross-exemination
sorgu
grill
sorgu
rogatory
sorgu
cross examination
sorgu
inquisition
sorgu
{i} questioning

The police detained several suspects for questioning. - Polis sorgulama için birçok şüpheliyi göz altına aldı.

Why are you questioning us? - Neden bizi sorguluyorsun?

sorgu
{i} debriefing
sorgu
interrogators
sorgu
oyer
sorgu
question

The police questioned him closely. - Polisler onu yakından sorguladı.

Some board members questioned his ability to run the corporation. - Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.

sorgu
hearing
sorgu
interrogative
sorgu
interrogation, inquiry
sorgu
{i} quiz
sorgu
examination
sorgu
aigrette
sorgu
questlon
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sorgucu в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Sorgu
tuğ
Sorgu
istintak
sorgu
Sorma işi: "Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek."- A. İlhan
sorgu
Sormak işi
sorgu
Ceza muhakemeleri usul kanununa göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, istintak
sorgucu
Избранное