Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.
Bugün güzel bir gündü.
- Today was a pleasant day.
Dün gece güzel bir rüya gördüm.
- I had a pleasant dream last night.
Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
- Nothing is as pleasant as a walk in the morning.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
Rahatlamak için sık sık rahatlatıcı müzik dinlerim.
- I often listen to soothing music in order to relax.
O çok keyifli görünüyor.
- He seems very pleasant.
Hayatta hiçbir şey keyifli değildir.
- Nothing is pleasant in life.
Klasik müzik beni yatıştırıyor.
- Classical music soothes me.
Bu ilaç baş ağrınızı yatıştıracaktır.
- This medicine will soothe your headache.
Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.
In sooth, I know not why I am so sad. - William Shakespeare (Merchant of Venice, Act I, Scene 1).
And two great big lovely big tears coursing down his cheeks. It was all no use soothering him with no, nono, baby, no and telling him about the geegee and where was the puffpuff but Ciss, always readywitted, gave him in his mouth the teat of the suckingbottle and the young heathen was quickly appeased.
soothing music.
a soothing ointment.