Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
- It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
- Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı.
- The thief hit me and gave me a black eye and then ran off.
O zamanlar, tüm hesaplamalar elle yapıldı.
- Back then, all the calculations were done by hand.
O zamanlar sanat zirvedeydi.
- Art was then at its best.
Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
- If you see a mistake, then please correct it.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun.
- If you want to become my friend, then also become the friend of my friend.
Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.
- If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.
Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar?
- If they don't want this, then what do they want?
Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir.
- If you didn't know me that way then you simply didn't know me.
Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.
- Only then did I realize what he meant.