I'm going to Paris in the fall.
- Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
We moved to New York last fall.
- Biz geçen sonbaharda New York'a taşındık.
I prefer spring to autumn.
- İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
The hill glows with autumnal colors.
- Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.
The hill glows with autumnal colors.
- Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.
It has become quite autumnal.
- Hava oldukça sonbahar oldu.
Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış.
- Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.
Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun.
- Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.