something unusually large

listen to the pronunciation of something unusually large
Английский Язык - Турецкий язык

Определение something unusually large в Английский Язык Турецкий язык словарь

monster
gaddar adam

O, bir gaddar adamla evlendiğini bilmiyordu. - She didn't know she had married a monster.

monster
{i} canavar

Yatağımın altında bir canavar var. - There's a monster under my bed.

Tom oğluna çocukları yiyen bir canavar hakkındaki hikayeyi anlattı. - Tom told his son the story about a monster that ate children.

monster
dev gibi

Dev gibi bir fırtına. - It's a monster storm.

monster
iri
monster
dev gibi (şey/kimse)
monster
muazzam
monster
çok büyük
monster
azman
monster
canavar ruhlu kimse
monster
{i} dev

Dev gibi bir fırtına. - It's a monster storm.

Leyla dingoların devasa canavarlar olduğunu düşünüyor. - Layla thinks that dingoes are huge monsters.

monster
(Tıp) Hilkat garibesi, ucube, acayip ve tabiat üstü şey
monster
gaddar kimse
monster
{s} çok büyük, koskoca, muazzam; dev gibi
monster
buyük
monster
hilkat garibesi

Yatağımın altında bir hilkat garibesi var. - There is a monster under my bed.

monster
{i} ucube

Bu örümcek değil bir ucube! - This is not a spider, it's a monster!

Sadece seninle benim aramda, o aslında bir ucube. - Just between you and me, she is, in fact, a monster.

monster
{i} dev gibi şey/kimse
Английский Язык - Английский Язык
sockdolager
monster

Have you seen those powerlifters on TV? They're monsters.

something unusually large

    Расстановка переносов

    some·thing u·nu·su·al·ly large

    Турецкое произношение

    sʌmthîng ınyujuıli lärc

    Произношение

    /ˈsəmᴛʜəɴɢ əˈnyo͞oᴢʜo͞oəlē ˈlärʤ/ /ˈsʌmθɪŋ əˈnjuːʒuːəliː ˈlɑːrʤ/
Избранное