something like: see like

listen to the pronunciation of something like: see like
Английский Язык - Турецкий язык

Определение something like: see like в Английский Язык Турецкий язык словарь

something
birşey

Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim. - I have to help Tom do something tomorrow morning.

Bu öğleden sonra Tom'un birşeyler yapmasına yardım edeceğim. - I'm going to help Tom do something this afternoon.

something
biraz

Köpeğini besleyecek bir şey almak için biraz paraya ihtiyacı vardı. - She needed some money to buy something to feed her dog.

O, oryantal sanatında birazcık uzmandır. - He is something of an expert on oriental art.

something
falan

Öğle yemeğin için bir sandviç falan hazırlayacağım. - I'll fix a sandwich or something for your lunch.

Bir pizza falan sipariş edebiliriz. - We could order a pizza or something.

something
{i} önemli bir şey

Sana önemli bir şey söylemek istiyorum. - I want to tell you something important.

Sana önemli bir şey söylemek üzereyim. - I'm about to tell you something important.

something
bir parça şey
something
olağanüstü bir şey

Olağanüstü bir şey görmek istiyor musun? - Do you want to see something extraordinary?

something
(hiç yoktan iyi) bir şey
something
bir şey

Bana yapacak bir şey ver. - Give me something to do.

Sana küçük bir şey getirdim. - I brought you a little something.

something
{i} 1. bir şey: She wants something brighter. Daha frapan renkli bir şey istiyor. Can I get you something to drink? Size içecek bir şey
something
bir şey: She wants something brighter. Daha frapan renkli bir şey istiyor. Can I get you something to drink? Size içecek bir şey
Английский Язык - Английский Язык
something