something left behind; an excess or remainder

listen to the pronunciation of something left behind; an excess or remainder
Английский Язык - Турецкий язык

Определение something left behind; an excess or remainder в Английский Язык Турецкий язык словарь

leftover
{i} artık

Yemek artıklarıyla köpeğimi besledim. - I fed the leftovers to my dog.

Dan yemek artıklarını yedi. - Dan ate the leftovers.

leftover
{i} yemek artığı

Çok miktarda yemek artığı içeride kaldı. - Lots of leftovers remained inside.

Açlıktan ölüyorum. Buzdolabında biraz yemek artığı var. - I'm starving. There are some leftovers in the fridge.

leftover
{i} kalan

Kalanları atsan iyi olur. - You had better throw away leftovers.

Şunlar öğle yemeğinden kalanlar. - Those are the leftovers from lunch.

leftover
(sıfat) artan
leftover
artan yemek

Dan artan yemekleri yedi. - Dan ate the leftovers.

Öğle yemeği için artan yemeklerimiz var. - We had leftovers for lunch.

leftover
{i} artık yemek
leftover
{s} artan

Dan artan yemekleri yedi. - Dan ate the leftovers.

Artan yiyeceği seninle eve götür. - Take the leftover food home with you.

leftover
{i} kalan yemek
Английский Язык - Английский Язык
leftover

The entire wheel of cheese is a leftover from the party.

something left behind; an excess or remainder

    Расстановка переносов

    some·thing left behind; an ex·cess or re·main·der

    Произношение

Избранное