Tom onun kadınlara Allahın bir armağanı olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks he's God's gift to women.
Bu armağanı kabul edemem.
- I cannot accept this gift.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Bu hediye Laura'nın mı?
- Is this gift Laura's?
Harika hediye için teşekkürler.
- Thank you for the wonderful gift.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Hiç ödül beklemiyordum.
- I didn't expect any gift.
Tom ödülü isteksizce kabul etti.
- Tom reluctantly accepted the gift.