Benim çoraplarım burada değil.
- My socks aren't here.
Delik çoraplarımı giydim.
- I've worn holes in my socks.
Dün, on çift yeni kısa çorap satın aldım.
- Yesterday, I bought ten new pairs of ankle socks.
Bunu bir daha yaparsan sana tokat atarım.
- If you do that again, I'll sock you.
She mended her socks.
- Sie stopfte ihre Socken.
He selected a pair of socks to match his suit.
- Er wählte ein Paar Socken, das zu seinem Anzug passte.