Onun siyasete ilgisi yok.
- He has no interest in politics.
1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.
- The year 1796 saw a change in American politics.
Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.
- After the war, Ford entered politics.
Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
- We would often sit up all night discussing politics.
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
- Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.