Tom sarhoş olduğunda ayıkken yemeyeceği bir sürü şeyi yiyecektir.
- When Tom gets drunk, he'll eat a lot of things that he wouldn't eat when he's sober.
O her zaman içer ama her zaman ayık görünür.
- He drinks a lot but always seems sober.
Tom ağırbaşlı olmadıkça, onun bize yardım etmesini istemiyorum.
- Unless Tom is sober, I don't want him helping us.
Tom üç aydır ağırbaşlı.
- Tom has been sober three months.
Tom biraz ciddileşti.
- Tom sobered up a bit.
Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim.
- I went for a walk to try to sober up.
Tom'un sabaha kadar ayılacağına eminim.
- I'm sure Tom will sober up by morning.
It took him hours to sober up.
Which is the finest and soberest state possible.