so that of

listen to the pronunciation of so that of
Английский Язык - Турецкий язык
böylece bir
so that
böylece

Her şeyi son yudumuna kadar iç, böylece içinde bir şey kalmaz. - Drink everything up, so that nothing remains inside.

Çocuklarımı yetiştireceğim böylece hurafeden korunmuş olacaklar. - I will raise my children so that they will be protected from superstition.

so that
-mesi için
so that
öyleki
so that
o kadar ki
so that
-sin diye
so that
öyle
so that
ta ki
so that
bu durum üzerine
so that
öyle ki
so that
ki
so of
öylesine
so that
Bu nedenle, bundan dolayı
so that
sin diye, ...mek için, ...mesi için, ... için
so that
öyle böyle
so that
onun için

Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı. - The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.

so that
diye

Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum. - I am training hard so that I may win the race.

Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku. - Please read it aloud so that everyone can hear.

Английский Язык - Английский Язык

Определение so that of в Английский Язык Английский Язык словарь

so that
Indicates purpose; in order that

He seized his axe, which he had made very sharp, and as the leader of the wolves came on the Tin Woodman swung his arm and chopped the wolf's head from its body, so that it immediately died.

so that
With the result or aim that
so that
in order that
so that of

    Турецкое произношение

    sō dhıt ıv

    Произношение

    /ˈsō ᴛʜət əv/ /ˈsoʊ ðət əv/
Избранное