Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
- So far as I know, she is still unmarried.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
- We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.