Biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.
- We haven't been able to handle this so far.
O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.
- He has built two houses so far.
O, şu ana kadar oldukça mutlu.
- So far, he has been extremely happy.
Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?
- How many computers have you had so far?
Sadece o kadar uzaklaşabilirsin.
- You can only go so far.
Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
- I've had a great life so far.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
How is your driving lessons? - So far, pretty good.
... as far as 60 miles a day, ...
... money, paying ' (chuckles) ' more taxes. That's by far the most effective and efficient ...