Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

soğuk kanlı

listen to the pronunciation of soğuk kanlı
Турецкий язык - Английский Язык
(Tıp) hemctocryal
soğukkanlı
{s} nonchalant

Despite her nonchalant air, she is paying close attention to everything you say. - Onun soğukkanlı havasına rağmen, söylediğin her şeyle yakından ilgileniyor.

soğukkanlı
{s} cold

Elizabeth killed Alister in cold blood. - Elizabeth Alister'i soğukkanlılıkla öldürdü.

Snakes are cold-blooded creatures. - Yılanlar soğukkanlı yaratıklardır.

soğukkanlı
{s} calm

Tom's cool, calm, and collected, even under pressure. - Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.

soğukkanlı
cool-headed
soğukkanlı
cool

Don't lose your cool. - Soğukkanlılığını kaybetme.

Sarah's young friends were starting to be scared. Only she kept her cool and reassured her friends. - Sarah'nın genç arkadaşları korkmaya başladı. Sadece o soğukkanlılığını korudu ve arkadaşlarını rahatlattı.

soğukkanlı
cucumber

I thought I would be nervous, but I was cool as a cucumber. - Gergin olacağımı sandım , ama soğukkanlıydım.

I was cool as a cucumber. - Aşırı derecede soğukkanlıydım.

soğukkanlı
unruffled
soğukkanlı
restrained
soğukkanlı
phlegmatic
soğukkanlı
coldblooded
soğukkanlı
cold blooded
soğukkanlı
matter-of-fact
soğukkanlı
cold-blooded

Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man. - Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.

Fish are cold-blooded animals. - Balıklar soğukkanlı hayvanlardır.

soğukkanlı
phlegmatical
soğukkanlı
imperturbable
soğukkanlı
even tempered
soğukkanlı
unflappable

Tom's unflappable, even under great pressure. - Tom büyük baskı altında bile soğukkanlıdır.

soğukkanlı
cool, coolheaded, calm, self-possessed, imperturbable; cold-blooded
soğukkanlı
unperturbed

You seem unperturbed. - Soğukkanlı görünüyorsun.

Tom seemed unperturbed. - Tom soğukkanlı görünüyor.

soğukkanlı
cool-headed, imperturbable
soğukkanlı
(Zooloji) cold-blooded, poikilothermal
soğukkanlı
{s} possessed
soğukkanlı
stoical
soğukkanlı
possess
soğukkanlı
stoic
soğukkanlı
passionless
soğukkanlı
coolheaded
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение soğuk kanlı в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Soğukkanlı
ektoterm
soğukkanlı
Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse): "Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı."- Y. K. Karaosmanoğlu
soğukkanlı
Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse)
soğukkanlı
itidal sahibi
soğuk kanlı
Избранное