Onun odaya gizlice girdiğini fark ettim.
- I noticed him sneak into the room.
Onu gizlice kaçmaya çalışırken yakaladım.
- I caught him trying to sneak out.
Tom Mary'nin odaya sessizce sokulduğunu gören tek kişiydi.
- Tom was the only one who saw Mary sneak into the room.
Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.
- Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.
İnsanlar seni hiç sinsi olmakla suçlar mı?
- Do people ever accuse you of being sneaky?
Tom yedek parça çalmak için bir depoya gizlice girdi.
- Tom sneaked into a warehouse to steal spare parts.
to sneak away from company.