Bu yumuşak ve pürüzsüzdür.
- This feels soft and smooth.
Bir bebeğin poposu kadar pürüzsüz.
- It's as smooth as a baby's bottom.
Meryem eteğini düzeltti.
- Mary smoothed down her skirt.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
- If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Düzgün bir yolda sürmek güzel.
- It's nice to drive on a smooth road.
Onun kraliyet ailesinin saflarına düzgün girişi bu korkuların giderilmesine yardımcı olacaktır.
- Her smooth entry into the ranks of the royal family will help to dispel these fears.
Tom yumuşak bir konuşmacıdır.
- Tom is a smooth talker.
İpek yumuşak ve pürüzsüzdür.
- Silk is soft and smooth.
Onun cildi mükemmel bir şekilde yumuşak.
- Her skin is perfectly smooth.
Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu.
- The wall appeared to be smooth and impenetrable.
Roket sorunsuzca yükseldi.
- The rocket went up smoothly.
O çok sorunsuzca gitti.
- It went very smoothly.
Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
- This zipper doesn't zip smoothly.
Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.
- I was easily taken in by his smooth talk.
Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.
- I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
- The sea looks calm and smooth.