Tom özensiz bir ressamdır.
- Tom is a sloppy painter.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
Tom yarım yamalak iş yaptığımı söylüyor.
- Tom says I do sloppy work.
O bir yarım yamalak öpücü.
- He's a sloppy kisser.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
İşleri çok uyduruk bir biçimde yapıyorsun. Lütfen işleri daha dikkatli yap.
- You do things too sloppily. Please do things more carefully.
O, vazoyu uyduruk bir biçimde birlikte yapıştırdı.
- He glued the vase together sloppily.
The dog tracked sloppy mud through the kitchen.
The carpenter did a sloppy job of building the staircase.
a sloppy measurement; a sloppy fit.