sloping upward

listen to the pronunciation of sloping upward
Английский Язык - Турецкий язык
yukarı doğru eğimli
(Ticaret) yukarıya doğru eğimli
rising
{s} yükselen

Yükselen bir gelgit tüm tekneleri kaldırır. - A rising tide lifts all boats.

Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi. - The rising sun seen from the top was beautiful.

rising
{s} doğan

Doğan güneş ne kadar güzel! - How beautiful the rising sun is!

Doğu doğan güneşle aydınlandı. - The east was brightened by the rising sun.

rising
{s} gitgide yükselen
rising
baş kaldırma
rising
isyan
rising
{f} yüksel

Güneş şimdi yükseliyor. - The sun is rising now.

Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu. - In September, 1929, stock prices stopped rising.

rising
ayaklanma
rising
{i} yükseliş

Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu. - In September, 1929, stock prices stopped rising.

rising
{i} doğma

Doğuda güneş doğmak üzereydi. - The sun was on the point of rising in the east.

rising
{i} ucu sararmış sivilce
rising
{i} yükselme

Maliyetler yükselmeye devam etti. - The costs kept rising.

Kime oy verirsen ver, fiyatlar yükselmeye devam edecek. - Whoever you vote for, prices will go on rising.

rising
rise kalk/yüksel
rising
{i} şişlik
rising
yaklaşık/yükselen
rising
{i} çıkış
rising
{i} şiş
rising
{i} doğuş
rising
{s} gelişen
upward sloping curve
yukarıya doğru giden eğri
Английский Язык - Английский Язык
uphill
rising
Acclivitous
sloping upwards
{i} acclivitousness
sloping upward

    Расстановка переносов

    slop·ing up·ward

    Турецкое произношение

    slōpîng ʌpwırd

    Произношение

    /ˈslōpəɴɢ ˈəpwərd/ /ˈsloʊpɪŋ ˈʌpwɜrd/
Избранное