Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the left.
Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.
- A nerve cell responds to a slight stimulus.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
En küçük şeylerden depresyona girerim.
- I get depressed by the slightest things.
Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok.
- I don't have the slightest idea what to do.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
Tom hakkında çok az endişeliyim.
- I'm slightly worried about Tom.
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
- You may be right, but we have a slightly different opinion.
Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the left.
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.
- He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him.
Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
- Tom seems slightly distracted.
Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.
- The patient moved his lips slightly.
Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
- My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
a slight (i.e., not severe) pain.
a slight but graceful woman.
Tom is slightly overweight.
- Tom is slightly overweight.
His slighting of the company chairman was considered to be inappropriate behaviour.
He was slightly built, but tall.
He weighed slightly less than his wife who was a foot shorter.
Poor nutrition explained his slightness.