Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.
- Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.
O İngiliz anahtarını bana verebilir misin?
- Could you hand me that wrench?
O İngiliz anahtarını bana uzatabilir misin?
- Could you pass me that wrench?
Ne haber? Anahtarım yok. Ne anahtarı? Bisiklet anahtarı.
- What's up? I don't have the wrench. What wrench? The bicycle wrench.