Benim ciddi bir cilt sorunum var.
- I have a serious skin problem.
Tom'un bir cilt rahatsızlığı var.
- Tom has a skin condition.
Islak giysiler tene yapışır.
- Wet clothes adhere to the skin.
Güneşin sıcaklığını teninde hissetti.
- She felt the warmth of the sun on her skin.
O bir deri bir kemik.
- She is all skin and bone.
Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
- When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
- When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
Koyunu öldürdükten sonra onun derisini yüzmek zorunda kalacaksın.
- After you kill the sheep, you'll have to skin it.
Bir grup dazlak Tom'u öldüresiye dövdü.
- A group of skinheads beat Tom to death.
Koyunu öldürdükten sonra onun derisini yüzmek zorunda kalacaksın.
- After you kill the sheep, you'll have to skin it.