Onunla çok ustaca başa çıktın.
- You handled that very skillfully.
O, babası kadar ustaca kayar.
- He can ski as skillfully as his father.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Tom yetenekli bir marangozdur.
- Tom is a skillful carpenter.
İyi bir tercüman olmak için, sanırım Tom yeteneklerini biraz daha geliştirmeli.
- To be a good translator, I think Tom needs to hone his skills a bit more.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
- A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Yetenekli sanatkâr parçalanmış vazoyu parça parça restore etti.
- The skilled craftsman restored the shattered vase piece by piece.
Homer diğer bütün şairlere ustaca yalan söyleme sanatını öğretti.
- Homer has taught all other poets the art of telling lies skillfully.
Tom bir fotoğrafçı olarak becerilerini geliştirmek istedi.
- Tom wanted to hone his skills as a photographer.
Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir.
- This course teaches basic skills in First Aid.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
And I am skiller than you.