I can't afford such a good camera as yours.
- Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
I don't see your point.
- Siz insanları anlamıyorum.
People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought.
- İnsanlar sizin hakkınızda duydukları bütün iyi şeyleri sorgulayacak fakat bütün kötü şeylere tereddüt etmeden inanacaklardır.
Tom wouldn't leave without your permission.
- Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
How many times have I told you guys to stay out of my room?
- Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
None of the money is yours.
- Paranın hiçbiri sizin değil.
None of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
I think these are yours.
- Sanırım bunlar sizinkiler.
I need a pencil. Can I use one of yours?
- Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?