Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil.
- Ask a six-year-old, not a sixty-year-old.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
- I live on the top floor of a six storey apartment block.
Bu ada Manhattan'dan altı kat daha büyüktür.
- This island is six times bigger than Manhattan.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
Oh, what a racket! And everything on deck apparently at sixes and sevens. Mail-bags and passengers mixed up in every direction.
All you will see is a girl you once knew, although she's dressed up to the nines, at sixes and sevens with you.
cover my six.