Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
- Tom is doing his best to fit in.
Tom'un uygun olma sorunu var.
- Tom has trouble fitting in.
Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
- A nervous person will not be fit for this job.
Bir keresinde yedi kişi benim arabama oturmayı başardı.
- I once managed to fit seven people in my car.
Bu mobilya parçası oturma odası için uygun değil.
- That piece of furniture is not fitting for the living room.
Burada öğretmen olmak için uygun olduğunu sanmıyorum.
- I don't think you're fit to be a teacher here.
Sadece bu ayakkabıların uyduğundan emin olmak istiyorum.
- I just want to make sure these shoes fit.
Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin.
- You can apply for a physical fitness test regardless of your age.
Tom sağlıklı ve formda.
- Tom is healthy and fit.
Yoga stresle mücadeleye ve formda ve sağlıklı kalmaya yardımcı olabilir.
- Yoga can help you fight stress and stay fit and healthy.
We were so excited that we couldn't sit still.
- Wir waren so aufgeregt, dass wir nicht still sitzen konnten.
Everybody wants to sit beside her.
- Alle wollen neben ihr sitzen.