There are twelve pairs of cranial nerves.
- On iki çift kranial sinir vardır.
Tom's way of speaking gets on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
I'm boiling with anger.
- Sinirden köpürüyorum.
She angers us with her remarks.
- O, yorumlarıyla bizi sinirlendiriyor.
He sometimes loses his temper for nothing.
- Bazen sebepsiz yere sinirleniyor.
She is apt to lose her temper.
- Sinirlenmeye eğilimlidir.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
I became very nervous when I couldn't locate my passport.
- Pasaportumu bulamadığımda çok sinirlendim.
So annoying... Now I get a headache whenever I use the computer!
- Çok sinir bozucu... Ne zaman bilgisayarı kullansam başıma ağrılar giriyor.
It's really very annoying.
- Bu gerçekten çok sinir bozucu.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.