I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
- Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
There are twelve pairs of cranial nerves.
- On iki çift kranial sinir vardır.
His face turned red with anger.
- Yüzü sinirden kızardı.
She angers us with her remarks.
- O, yorumlarıyla bizi sinirlendiriyor.
He sometimes loses his temper for nothing.
- Bazen sebepsiz yere sinirleniyor.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
A nervous person will not be fit for this job.
- Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
This noise is annoying.
- Bu gürültü sinir bozucu.
That's really annoying.
- O gerçekten sinir bozucu.
Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument.
- Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.