He's annoyed because she always gets there late.
- O her zaman oraya geç geldiği için sinirlendi.
He became forgetful, which annoyed him intensely.
- O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
- Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
The sciatic nerve is the longest nerve in the human body.
- Siyatik sinir insan vücudundaki en uzun sinirdir.
I'm boiling with anger.
- Sinirden köpürüyorum.
He was red with anger.
- Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
It doesn't pay to lose your temper.
- Sinirlenmeniz işe yaramaz.
He sometimes loses his temper for nothing.
- Bazen sebepsiz yere sinirleniyor.
I became very nervous when I couldn't locate my passport.
- Pasaportumu bulamadığımda çok sinirlendim.
A nervous person will not be fit for this job.
- Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
It's really very annoying.
- Bu gerçekten çok sinir bozucu.
This noise is annoying.
- Bu gürültü sinir bozucu.
Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument.
- Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.