sinif

listen to the pronunciation of sinif
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sinif в Турецкий язык Турецкий язык словарь

sınıf
Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü
sınıf
Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği
sınıf
Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri
sınıf
Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri: "Üçüncü sınıf bir gazeteciydi."- N. Cumalı
sınıf
Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı menfaati sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas: "Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi."- R. N. Güntekin
sınıf
Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı menfaati sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas
sınıf
Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri
sınıf
Ders okutulan yer, dershane, derslik
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sinif в Турецкий язык Английский Язык словарь

sınıf
class

Please don't run in the classroom. - Lütfen sınıfta koşmayın.

There are 40 pupils in this class. - Bu sınıfta kırk öğrenci var.

sınıf
classroom

Please don't run in the classroom. - Lütfen sınıfta koşma.

We clean our classroom after school. - Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.

sınıf
grade

She was in the eighth grade. - O sekizinci sınıftaydı.

What grade is your sister in? - Kız kardeşin hangi sınıfta?

sınıf
sort

How will you sort the animals? - Sen hayvanları nasıl sınıflandıracaksın?

He finished sorting the papers. - O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.

sınıf
sphere
sınıf
order

I did some extra credit work in order to pass that class. - O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım.

They accused him of being in the classroom in order to cause trouble. - Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.

sınıf
(Politika, Siyaset) classification

Classification is not my specialty. - Sınıflandırma benim uzmanlığım değil.

Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver. - Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.

sınıf
classified

This document is classified. - Bu belge sınıflandırılmış.

The librarian classified the books according to subject. - Kütüphaneci kitapları konularına göre sınıflandırdı.

sınıf
caste
sınıf
(Denizbilim) classis
sınıf
(İstatistik) group

The class was divided into four groups. - Sınıf dört gruba ayrıldı.

sınıf
range
sınıf
(Biyoloji) tribe
sınıf
circle
sınıf
denomination
sınıf
class; classroom; grade; form
sınıf
(Zooloji) , (Botanik) class
sınıf
estate
sınıf
category
sınıf
form

Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates. - On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım.

Form is temporary, class is permanent. - Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.

sınıf
rank
sınıf
States
sınıf
schoolroom
sınıf
genus
sınıf
branch
sınıf
race
sınıf
class; category
sınıf
rate

On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages. - 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.

sınıf
(Askeriye) corps: İstihkâm Sınıfı Corps of Engineers
sınıf
taxon
sınıf
run

Tom gave up running for class president. - Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti.

Next to him, I'm the fastest runner in our class. - Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.

sınıf
remove
Турецкий язык - Курдский Язык

Определение sinif в Турецкий язык Курдский Язык словарь

sınıf
pol
sınıf
wanegeh
sınıf
çin
sınıf
sinif
sınıf
fêrgeh
sinif
Избранное