Английский Язык - Турецкий язык
Определение singulär; singular в Английский Язык Турецкий язык словарь
- singular
- tekil
Esperantoda çoğul oluşturmak için tekil isme j ekle.
-To form the plural in Esperanto, add a j to the singular.
Bir isim tekil veya çoğul olabilir.
-A noun can be singular or plural.
- singular
- görülmemiş
- singular
- münferit
- singular
- {i} tekil isim
İngilizcede a ya da an gibi zamirleri house, dog, radio, computer, v.b. tekil isimlerin önünde kullanırız.
-In English, we should use the pronouns a or an before singular nouns like house, dog, radio, computer, etc.
- singular
- tek şey
- singular
- büyük
- singular
- fevkalade
- singular point
- tekillik noktası
- isolated singular point
- yalıtık tekil nokta
- singular
- benzersiz
- singular
- tuhaf
- singular
- yalnız
- singular
- garip
- singular
- acayip
- singular
- olağanüstü
- singular
- tek
Bir isim tekil veya çoğul olabilir.
-A noun can be singular or plural.
Tekillikten sonra, hepimizin dokuz boyutlu cinsel organları olacak.
-After the Singularity, we will all have nine dimensional sex organs.
- singular
- eşsiz
- singular
- ayrı
- singular
- tekil sözcük
- singular noun
- tekil isim
- a person of singular intelligence
- Alışılmışın dışında, kendine has zekaya sahip biri
- second-person singular past of take
- take ikinci tekil şahıs geçmiş
- singular crime
- münferit suç
- third person singular form of make
- yapmak üçüncü tekil şahıs formunda
- third person singular form of shade
- gölge üçüncü tekil şahıs formunda
- third person singular form of train
- trenin üçüncü tekil şahıs formunda
- third person singular of action
- üçüncü kişi eylem tekil
- third person singular of adjust
- üçüncü kişi ayarlamak tekil
- third person singular of ambulate
- üçüncü kişi Ambulate tekil
- third person singular of ashame
- üçüncü kişi ashame tekil
- third person singular of assay
- üçüncü kişi testin tekil
- third person singular of assess
- üçüncü kişi değerlendirmek tekil
- third person singular of associate
- üçüncü kişi ortak tekil
- third person singular of bag
- üçüncü kişi torba tekil
- third person singular of bank
- üçüncü kişi banka tekil
- third person singular of bestow
- üçüncü kişi bestow tekil
- third person singular of blaspheme
- üçüncü kişi küfretmek tekil
- third person singular of boost
- üçüncü kişi artırma tekil
- third person singular of bust
- üçüncü kişi Büstün tekil
- third person singular of camouflage
- üçüncü kişi kamuflaj tekil
- third person singular of discolor
- üçüncü kişi discolor tekil
- third person singular of end
- üçüncü kişi sonunda tekil
- third person singular of enquire
- üçüncü kişi sormak tekil
- third person singular of envisage
- üçüncü kişi tasavvur tekil
- third person singular of exhaust
- üçüncü kişi egzoz tekil
- third person singular of feck
- üçüncü kişi feck tekil
- third person singular of fidget
- üçüncü kişi fidget tekil
- third person singular of foliate
- üçüncü kişi bol yapraklı tekil
- third person singular of forest
- üçüncü kişi orman tekil
- third person singular of halogenate
- üçüncü kişi halogenate tekil
- third person singular of hitchhike
- üçüncü kişinin otostop tekil
- third person singular of hog
- üçüncü kişi domuz tekil
- third person singular of hork
- üçüncü kişi hork tekil
- third person singular of improve
- üçüncü kişi geliştirmek tekil
- third person singular of impute
- üçüncü kişi suçlamak tekil
- third person singular of infringe
- üçüncü kişi tecavüz tekil
- third person singular of insulate
- üçüncü kişinin tekil izole
- third person singular of insult
- üçüncü kişi hakaret tekil
- third person singular of lap
- üçüncü kişi tur tekil
- third person singular of manage
- üçüncü kişi yönetmek tekil
- third person singular of nod
- üçüncü kişi şekerleme tekil
- third person singular of nourish
- üçüncü kişi besler tekil
- third person singular of novelize
- üçüncü kişi roman haline getirmek tekil
- third person singular of opt
- üçüncü kişinin tekil opt
- third person singular of peak
- üçüncü kişi pik tekil
- third person singular of photograph
- üçüncü kişi fotoğrafın tekil
- third person singular of praise
- üçüncü kişi övgü tekil
- third person singular of predict
- üçüncü kişinin tekil tahmin
- third person singular of punk
- üçüncü kişi punk tekil
- third person singular of rephrase
- üçüncü kişi rephrase tekil
- third person singular of repress
- üçüncü kişi bastırmak tekil
- third person singular of sand
- üçüncü kişi kum tekil
- third person singular of serve
- üçüncü kişi hizmet tekil
- third person singular of shell
- üçüncü kişi kabuğunun tekil
- third person singular of shout
- üçüncü kişi not tekil
- third person singular of shut
- üçüncü kişi kapamak tekil
- third person singular of soldier
- üçüncü kişi askerin tekil
- third person singular of spur
- üçüncü kişi mahmuz tekil
- third person singular of summon
- üçüncü kişi toplamak tekil
- third person singular of surf
- üçüncü kişi sörf tekil
- third person singular of target
- üçüncü kişi hedef tekil
- third person singular of tussle
- üçüncü kişi mücâdele tekil
- third person singular of wet
- üçüncü kişi ıslak tekil
- third person singular of wolf
- üçüncü kişi kurt tekil
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение singulär; singular в Английский Язык Английский Язык словарь
- first-person singular
- The form of a verb used to indicate the speaker as the subject of the verb
Am is the first-person singular of the verb to be.
- non-singular
- Not singular
- non-singular
- Injective
- second-person singular
- The form of a verb used (in English and other languages) with the pronouns thou and you in its singular sense (or their equivalents in other languages)
The second-person singular of to be is art or are.
- singular
- A form of a word that refers to only one person or thing
- singular
- Distinguished by superiority, coming across as such
- singular
- Being out of the ordinary, coming across as such
- singular
- Being the only one of the kind; unique
- singular
- Referring to only one thing or person
- singular
- Being only one of a larger population
A singular experiment cannot be regarded as scientific proof of the existence of a phenomenon.
- singular
- Having no inverse
- singular
- Having the property that the matrix of coefficients of the new variables has a determinant equal to zero
- singular they
- The use of they to agree to with a singular antecedent as in the sentence "Everyone said they knew what they were doing."
- singular value decomposition
- A particular type of factorisation of a matrix into a product of three matrices, of which the second is a diagonal matrix that has as the entries on its diagonal the singular values of the original matrix
- third-person singular
- The form of a verb used (in English and other languages) with singular nouns and with the pronouns he, she, it and one (or their equivalents in other languages)
Is is the third-person singular of to be.
- third-person singular
- The pronouns he, she, it and one (or their equivalents in other languages)
- singular
- {a} only one, particular, odd, queer, rare
Связанные Термины
singulär; singular
Расстановка переносов
singulär; sin·gu·larПроизношение
Resimler
История
Избранное