Tom cevap veremeyecek kadar çok sersemlemişti.
- Tom was too stunned to reply.
Tom sersemlemiş ama mutluydu.
- Tom was stunned, but elated.
Tom serseme dönmüş görünmüyordu.
- Tom didn't seem stunned.
Ben konuşmak için çok serseme dönmüştüm.
- I was too stunned to talk.
Herkesin ağzı açık kalmıştı.
- Everybody was stunned.