O şu ana kadar yaşamış büyük bir müzisyendir.
- He is as great a musician as ever lived.
Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış olanlar kadar büyük bir besteci olduğunu düşünüyorum.
- I think Beethoven is as great a composer as ever lived.
Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler.
- My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.
Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu.
- When Tom was a kid, he became obsessed with the girl who lived across the street from him.
On yaşına gelene kadar Hiroshima'da yaşadı.
- She had lived in Hiroshima until she was ten.
O, ona nerede yaşadığını sordu.
- She asked him where he lived.