simple past of break

listen to the pronunciation of simple past of break
Английский Язык - Турецкий язык

Определение simple past of break в Английский Язык Турецкий язык словарь

broke
parasız

Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım. - I'd like to go with you, but I'm broke.

Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı. - The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke.

broke
{s} züğürt

O ayın sonunda her zaman züğürttür. - He's always broke at the end of the month.

Züğürt olmasam onu alırdım. - If I weren't broke, I'd buy it.

broke
{s} meteliksiz

Meteliksiz olduğunu düşündüm. - I thought you were broke.

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom said Mary is broke.

broke
{s} beş parasız (Argo)
broke
{f} kır

Düşen at boynunu kırdı. - The horse broke its neck when it fell.

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı. - Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.

broke
eli boş
broke
fasıla
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
broke
{s} iflas etmiş
broke
dili meteliksiz
broke
break kesil/kes/kırıl/kır
Английский Язык - Английский Язык
broke
simple past of
blew
simple past of break

    Расстановка переносов

    sim·ple past of break

    Турецкое произношение

    sîmpıl päst ıv breyk

    Произношение

    /ˈsəmpəl ˈpast əv ˈbrāk/ /ˈsɪmpəl ˈpæst əv ˈbreɪk/
Избранное