Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.
- I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.
- Tom and Mary quarrel almost every day.
Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Az daha treni kaçırıyordum.
- I almost missed the train.
O neredeyse ölüyordu.
- She almost passed out.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
- The novel has sold almost 20,000 copies.
Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
- Tom almost looks like a girl.
Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
- Malay has many similarities with Indonesian.
Benzerlikler görüyorum.
- I see the similarities.
Biz bir taşa çok benzeyen bir tür zehirli kurbağa inceliyoruz.
- We study a species of poisonous frog very similar to a stone.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
- Tom likes people similar to himself.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
- We are so similar and so different at the same time.
Biz aslında oldukça benzeriz.
- We're actually quite similar.
Tom az kalsın ölüyordu o kazada.
- Tom almost died in that accident.
Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
- I almost believed what Tom said.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Çoğu insan aynı hataları yapar.
- Many people make similar mistakes.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
- These cities have similar traffic rules.
... York where they're essentially setting up schools -- similar to ...
... bistable is also a modern singing in many ways similar to major western ...