Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
- The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
X ile işaretli sorulara yanıt vermeyin.
- Don't respond to questions marked with an X.
Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi.
- Tom marked a sentence with a yellow highlighter.
Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
- We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
Onlar arasında belirgin bir fark var.
- There is a marked difference between them.
Hayat belirgin şekilde gelişti.
- Life has improved markedly.