Polis durmam için işaret etti.
- The policeman signaled me to stop.
Trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz.
- We must pay attention to traffic signals.
Tom Mary'nin numarasını çevirdi ve meşgul sinyalı aldı.
- Tom dialed Mary's number and got a busy signal.
O,verdiğim sinyale cevap verdi.
- He responded to the signal I gave.
Tom çoğunlukla dönüş sinyalini kullanmayı unutur.
- Tom often forgets to use his turn signal.
Bir sinyal olarak elimi kaldıracağım.
- I'll raise my hand as a signal.
Tom'un büyükbabası orduda bir muhabere subayıydı.
- Tom's grandfather was a signal officer in the army.
Tom'un dedesi kara muhabere subayıydı.
- Tom's grandfather was a signal officer in the army.
I cannot get a signal.
... And it's their job to signal to the whole community if ...