Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
- Wie kannst du dir so sicher sein?
Gideceği yere ulaştığından emin olmak için mektubu taahhütlü gönderin.
- Senden Sie den Brief per Einschreiben, um sicher zu sein, dass er sein Ziel erreicht!
Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.
- Du solltest deine Wertsachen an einem sicheren Ort aufbewahren.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.
- Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.
Bu kitap belirli bir değere sahiptir.
- This book has a certain value.
O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir.
- He is threatened by a certain gangster.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
- You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
- Ted was certain of winning the game.
Tom takdir edeceğin belli niteliklere sahip.
- Tom has certain qualities you'll appreciate.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom kesinlikle hepimizin eğlendiğinden emin oldu.
- Tom certainly made sure we all had a good time.
This bridge looks secure.
- Die Brücke sieht sicher aus.
Browsers are not all secure.
- Nicht alle Browser sind sicher.
Please make sure that your seat belt is securely fastened.
- Bitte vergewissern Sie sich, dass Ihr Sicherheitsgurt fest geschlossen ist.
The aeroplane landed safely.
- Der Flieger landete sicher.
I felt relieved when my plane landed safely.
- Ich war erleichtert, als mein Flugzeug sicher gelandet war.
You will be safe with me.
- Du wirst bei mir sicher sein.
They will be safe with me.
- Sie werden bei mir sicher sein.