Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
- Wie kannst du dir so sicher sein?
Bu konuda çok emin olmazdım.
- Ich wäre mir da nicht so sicher.
Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.
- Du solltest deine Wertsachen an einem sicheren Ort aufbewahren.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Bu kitap belirli bir değere sahiptir.
- This book has a certain value.
Buraya ne zaman geldiği kesin değil.
- It is not certain when he came here.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Tom takdir edeceğin belli niteliklere sahip.
- Tom has certain qualities you'll appreciate.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
- After a certain point, everything became a little more difficult.
Tom kesinlikle hepimizin eğlendiğinden emin oldu.
- Tom certainly made sure we all had a good time.
15 Mart'a kadar laboratuvar ekipmanını teslim edebileceğimden eminim.
- I'm certain we can deliver the laboratory equipment by March 15th.
Don't climb that ladder - it's not secure.
- Steig nicht auf diese Leiter, sie ist nicht sicher!
This bridge looks secure.
- Die Brücke sieht sicher aus.
Please make sure that your seat belt is securely fastened.
- Bitte vergewissern Sie sich, dass Ihr Sicherheitsgurt fest geschlossen ist.
I felt relieved when my plane landed safely.
- Ich war erleichtert, als mein Flugzeug sicher gelandet war.
Against all expectations, the Apollo spacecraft made it safely back to Earth.
- Entgegen allen Erwartungen kehrte die Raumfähre Apollo sicher zur Erde zurück.
You will be safe with me.
- Du wirst bei mir sicher sein.
He'll be safe with me.
- Er wird bei mir sicher sein.